Gelin Dizisi’nin 232. bölümü, izleyicileri adeta ekran başına kilitleyen bir gerilim fırtınasıyla geliyor. Metin’in karanlık planları, Beyza’nın delilik sınırlarını zorlayan hareketleri ve Sinem’in yaşadıkları bu bölüme damgasını vuruyor.
Beyza’nın iç dünyası karanlıkla dolmuş, gülüşleri yalan, bakışları yardım çığlığına dönüşmüştü. Bir zamanlar sevgi sandığı duygu, zehir gibi tüm benliğini sarmış ve sonunda onu çıkılmaz bir noktaya sürüklemişti. Nusret’le yaşadığı ihanetin etkisiyle, Beyza bir gece Nusret’in kalbine hançeri sapladı. Bu bir cinayet değildi sadece; yılların sessizliği, bastırılmış gözyaşlarının çığlığıydı.
Aynı gecede, Hançer ve Cihan’ın düğünü gerçekleşiyordu. Beyaz gelinliğiyle Hançer bir rüya gibiydi. Cihan ise tüm acıları unutmuş, yeni bir hayatın hayaliyle sarhoş olmuştu. Ancak mutlulukların üzerinde kara bir gölge gezinmeye başlamıştı: Beyza.
Akıl hastanesinden kaçan Beyza, deliliğinin en planlı haliyle konağa yaklaştı. Elinde silah, kalbinde nefret vardı. Hedefi Cihan’dı. Ancak karşısına Mukadder çıktı. “Yeter! Bu laneti bitir,” diyen Mukadder, kurşunu kendine hedef yaptı. Beyza, tetiğe bastı. Mukadder yere yığıldı. Ardından Cihan vuruldu. Kanlar içinde yere düştü. Hançer’in çığlıkları, gecenin sessizliğini yırtıyordu.
Ancak tüm bu kaosun arkasında başka bir isim vardı: Metin. Yıllardır kurduğu planın parçaları birer birer yerine oturuyordu. Sinem’i kaçırıp izole bir yerde tutsak eden Metin, ardından evlenme teklifinde bulundu. Bu teklif bir umut değil, bir tehditti. Sinem korkuyla kabul etmek zorunda kaldı. Artık onun da hayatı Metin’in kontrolü altındaydı.
Düğün gecesi, Sinem, Metin’in kolunda konaktaydı ama güzü gülse de kalbi paramparçaydı. Beyza’yla göz göze gelen Mukadder bir şeylerin olacağını hissetti ve kendini Cihan’ın önüne attı.
Tüm bu olayların ortasında, Beyza tutuklandı, Nusret öldü, Cihan ve Mukadder hastaneye kaldırıldı. Uzun süreli tedavi sürecinden sonra hayata tutunsalar da artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
Beyza, hapishane duvarları arasında her gece aynı soruyu soruyordu: “Neden?” Ve cevap hep aynıydı: Metin.
Metin artık karanlığın vücut bulmuş haliydi. Planları daha da tehditkar, hamleleri daha da yıkıcıydı. Artık durdurulması gereken bir felaketti. Yeni sezonda, izleyicileri daha fazla dram, daha derin yaralar ve daha büyük hesaplaşmalar bekliyor. Bu hikaye burada bitmedi. Asıl fırtına yeni başlıyor…