Yeni bölümde “Gelin Dizisi” izleyicilerini adeta soluksuz bırakacak bir fırtına bekliyor. Psikolojik gerilim, aile içi hesaplaşmalar ve geçmişin hayaletleri bir araya geliyor ve her karakterin kaderini bıçak sırtında bir oyuna dönüştürüyor. Bu bölümde her şey daha da karanlık bir hâl alırken, özellikle Beyza’nın zihinsel çöküşü dizinin merkezine oturuyor.

Fragmanın başında Beyza’nın deliliğe attığı adımlar net bir şekilde karşımıza çıkıyor. Geçmişte işlediği tüm suçlar birer birer zihnini ele geçirirken, vicdan azabından eser yok. Yasemin’i öldürdüğü andan beri ruhunun karardığını zaten biliyorduk ama şimdi işler bambaşka bir boyuta geçiyor: Beyza, öldürdüğü babasının hayaletiyle konuşmaya başlıyor. Ancak bu da yetmiyor. Kız çocuğunu kürtajla aldırdığı geçmişi, hayalet olarak gelip karşısına dikiliyor. Bu hayaletlerle dolu dünya, Beyza’nın artık akılla hayal arasındaki çizgiyi tamamen yitirmesine neden oluyor.

Senaristlerin Beyza karakterini yeni sezona da taşıma planları giderek daha belirginleşiyor. Onu sadece kötü bir karakter olarak değil, trajedinin vücut bulmuş hali olarak yeniden konumlandırıyorlar. Ancak izleyici tarafında sabır tükenmiş durumda. Çünkü bu dizi, Hançer ve Cihan’ın huzura kavuşmasını bekleyen binlerce insan için bir aşk hikayesiydi – ve Beyza bu hikâyenin en büyük engellerinden biri.

Ancak kötü karakterler sadece Beyza ile sınırlı değil. Metin’in planları ise artık sınır tanımıyor. Her hareketi, bir sonraki felaketin ön habercisi gibi. Melih’i bir çuvala koyup ellerini ve ağzını bağlayarak denize atan Metin’in akıl sağlığı artık ciddi biçimde sorgulanıyor. Bu olay, dizinin sadece kurgusal sınırlarında kalmıyor, aynı zamanda izleyicilerin rahatsızlığını da beraberinde getiriyor. Özellikle ailelerin, çocukların izlediği bir yapımda bu denli karanlık sahnelerin yer alması tartışmalara neden olmuş durumda.

Öte yandan, dizinin en büyük duygusal çalkantısı Engin cephesinde yaşanıyor. Sıla’nın sakladığı sırları hâlâ bilmeden ona ikinci kez evlenme teklifi ediyor ve bu kez Sıla “Evet” diyor. Ama izleyiciler olarak çok iyi biliyoruz ki, bu evet’in arkasında başka bir niyet var. Sıla’nın gözleri Cihan’a çevrili ve Engin’in saf sevgisi, onu büyük bir yıkıma sürükleyebilir. Engin’in içten duyguları, belki de bu bölümde Metin’in sinsi planlarının kurbanı olacak.

Hançer ve Cihan cephesine döndüğümüzde ise, aşkın artık sınavlardan geçtiği bir noktaya geldiğini görüyoruz. Düğünleri yaklaşırken, etraflarında dönen yalanlar ve gizli hesaplar, mutlu bir geleceği gölgelemeye başlıyor. Düğün hazırlıkları ne kadar neşeli gözükse de, perde arkasında karanlık bir plan adım adım uygulanmakta. Özellikle Ertuğrul amcanın bu süreçte devre dışı kalması, büyük bir senaryo boşluğu gibi hissettiriyor. Hayalet sahnelerinde Yasemin’in de olmaması, izleyiciye “Senarist unutmuş mu?” dedirtiyor.

Ancak en büyük kırılma anı düğün sırasında yaşanıyor. Hançer ve Cihan, tam mutlu sona yaklaştıklarını düşünürken, salona giren bir silüet tüm atmosferi değiştiriyor: Melih! Evet, yanlış duymadınız. Herkesin öldüğünü sandığı, Metin’in denize attığı Melih yaşıyor! Ancak Melih’in dönüşü bir mucizeden öte, yepyeni bir felaketin habercisi olabilir. Hafızasını kaybettiğini söyleyen Melih’in gerçekten hiçbir şey hatırlayıp hatırlamadığı ise büyük bir soru işareti. Peki bu bir intikam oyununun başlangıcı mı yoksa geçmişi gerçekten unutmaya çalışan bir adamın geri dönüşü mü?

Melih’in dönüşü sadece Metin için değil, herkes için büyük bir tehlike. Metin, onu karşısında görünce adeta donakalıyor. Çünkü Melih’in suskunluğu, onun için yaklaşan fırtınanın habercisi. Şimdiye kadar her şeyi kontrol altında tutan Metin bile artık paniğe kapılıyor. Çünkü bir sır ne kadar derine gömülmüş olursa olsun, sonunda gün yüzüne çıkar.

Tüm bu karmaşanın ortasında dizinin kalbi olan Hançer ve Cihan ise sarsılmak üzere. Her karakterin yüzleştiği karanlık geçmiş, artık sadece bireysel değil, toplu bir felakete dönüşüyor. Sıla’nın sırrı, Beyza’nın deliliği, Metin’in psikopatik planları, Engin’in masum aşkı… Her biri bir çarkın dişlisi gibi dönüyor ve sonunda hepsi aynı noktada birleşiyor: Bu konağın içindeki herkes tehlikede.

Ve bölüm sonunda çarpıcı bir cümle yankılanıyor: “Bu konak hepinize mezar olacak!” Bu cümle sadece bir tehdit değil, aynı zamanda gelecek bölümlerde olacakların kısa bir özeti. Sırlar ortaya çıkacak, maskeler düşecek ve herkes kendi karanlığıyla yüzleşmek zorunda kalacak.

Eğer ki siz de bu hikâyenin kötü sona ulaşmasını istemiyor, Hançer ve Cihan’ın mutlu bir yuvaya kavuşmasını diliyorsanız, yorumlara bir kalp bırakmayı unutmayın. Çünkü artık bu sadece bir dizi değil. Aşk, vicdan, intikam ve akıl arasında sıkışıp kalmış hayatların hikayesi… Gelin 236. bölüm, bir dönüm noktası olacak.